Besin destekleri güvenilir mi?
“Besin desteği” ifadesi, genel olarak vitaminler, mineraller, aminoasitler, esansiyel yağ asitleri, posa, çeşitli bitkiler ve bunların ekstrelerini kapsayan içerikler için kullanılıyor. Besin destekleri hap, kapsül, şurup şeklinde kullanılabilir formlarda sunuluyor. Satış stratejileri, reklamlar ve internet mecralarının etkisiyle, son yıllarda bu desteklerin kullanımı giderek daha yaygın ve popüler hale gelmiş durumda. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, günümüzde yetişkin insanların yarısından fazlası besin desteği kullanıyor. Bu kişilerin kimisi doktor tavsiyesi ile hareket ederken, çoğu ailesi, arkadaşı ya da internet aracılığıyla edindiği fikir ile hareket ediyor. Özellikle genç tüketiciler, gıda takviyeleri alımının, doktor tarafından önerilen ilaçların kullanımına göre daha güvenli ve etkin olduğunu düşünüyor.
Sağlık Bakanlığı adına Hacettepe Üniversitesi tarafından hazırlanan araştırma raporunda, besin desteklerinin kişilerin kendi kararları doğrultusunda denetimsiz olarak kullanımının çeşitli riskler yaratabileceği de söyleniyor. Araştırmalar en çok kullanılan besin desteklerinin mineral içeren veya içermeyen multivitamin besin destekleri olduğuna işaret ediyor. Ancak vitamin ve minerallerin aşırı düzeyde alınması çeşitli sağlık risklerinin oluşmasına neden olabiliyor. Örneğin, A ve D vitaminleri gibi yağda eriyen vitaminler aşırı düzeyde alındığında vücutta depolanarak çeşitli toksik etkiler gösterebiliyor. Suda eriyen vitaminler ise fazla alındığında organ sistemlerine aşırı yük getirebiliyor.
Örneğin, Amerika’da bir yılda yaklaşık 20 bin vakanın gıda takviyelerini yanlış ve/veya bilgisizce kullanımı sonucunda kardiovasküler rahatsızlık belirtileri ile hastanelere başvurduğu belirtiliyor. Bazı vitaminlerin, minerallerin ve yoğun olarak tüketilen besinlerin, ilaçlarla olumsuz etkileşime girmesi söz konusu olabiliyor. Besin desteklerinin beklenmeyen yan etkilere sebep olabileceği, farklı hormon içerikleri barındırabileceği ve yasaklanmış veya belirsiz maddeleri içerebileceğine yönelik görüşler de bulunuyor.
Bununla birlikte, St. Michael’s Hastanesi ve Toronto Üniversitesi tarafından 6 yıl süren araştırmanın sonuçları, vitamin ve mineral desteklerinin hiçbir işe yaramadığını ama zararlarının da olmadığını ortaya koyuyor. Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’nın işaret ettiği, Journal of the American College of Cardiology isimli dergide yayınlanan araştırmada A, B1, B2, B3 (niasin), B6, B9 (folik asit), C, D, E ve beta-karoten vitaminleri ile kalsiyum, demir, çinko, magnezyum ve selenyum mineralleri değerlendirmeye alındı. Buna göre, multivitaminler ile D ve C vitaminlerinin kalp-damar hastalıklarının, kalp krizlerinin, felçler ve erken ölümlerin önlenmesinde bir etkisinin de zararlarının da olmadığı tespit edildi. Tek başına folik asit ve B-vitaminleriyle beraber folik asidin kalp-damar hastalıkları ve felçleri önleyebileceği, niasin ve anitoksidanların herhangi bir sebebe bağlı ölümleri az miktarda artırabileceği görüldü.
Hacettepe Üniversitesi’nin söz konusu raporunda, besin desteği veya diğer kullanımıyla supleman olarak sunulan besin öğelerinin çoğunun günlük diyette doğal olarak bulunduğunun altı çiziliyor. Zenginleştirilmiş besinler ve besin desteklerinin temel besin gruplarını içeren dengeli bir diyetin yerini tutamayacaklarına dikkat çekiliyor. Bu bakış açısı, konuyla ilgili akademik makalelerin pek çoğunda tekrarlanmakta. Prof. Dr. Küçükusta’nın önerisi de, besin takviyelerini bir kenara bırakıp, iyi beslenmeye odaklanmak şeklinde.
İyi beslenmeden kasıt, çocukluktan itibaren, yaş ve cinsiyetler göre miktarları değişmekle birlikte, süt, yoğurt, peynir, et, tavuk, balık, yumurta, kurubaklagiller, taze sebze meyve, ekmek ve tahılların kombinasyonundan oluşan bir diyeti takip etmek.
Uzmanlar gıda takviyelerinin kimi özel medikal durumlar haricinde kullanımının gereksiz olduğu, gündelik sağlıklı bir beslenme düzeni ile vücudun ihtiyacı olan tüm vitamin ve mineralleri alabileceği üzerinde uzlaşıyor. Bununla birlikte, bu takviye içeriklerin kullanılması gerekli görülüyorsa da, tıpkı ilaçlar gibi farmakolojik özellikte olduğunun unutulmaması ve mutlaka doktor veya diyetisyen kontrolünde kullanılması tavsiye ediliyor.
Kaynakça
http://ahmetrasimkucukusta.com/2018/05/29/yazilar/tip-yazilari/besin-destekleri/vitamin-ve-besin-desteklerinin-hicbir-faydasi-yok/
https://sbu.saglik.gov.tr/Ekutuphane/kitaplar/B%2015.pdf
http://jfhs.scientificwebjournals.com/download/article-file/408491
https://ec.europa.eu/food/sites/food/files/safety/docs/labelling_nutrition-vitamins_minerals-discus_paper_amount_vitamins_en.pdf
09.08.2020
İLGİLİ ÜRÜNLERİMİZ
-
Organik Portakal (500-600gr)
Kışın vazgeçilmez meyvelerinden portakalı da organik olarak evlerinize getiriyoruz....
63 TL52,4 TL -
Çiğ Süt - aysun the sütçü (1lt)
Yıllar yıllar önce evlere güğümlerde gelen, ineklerin yeni sağılmış sütleri kaynatılarak sıcak sıcak içilir, soğurken üstünde biriken...
78,5 TL -
Sade Antep Fıstığı Ezmesi (200gr, %100 Antep Fıstığı) - Mıstık Fıstık
Sade Antep fıstığı ezmesi, %100 Antep fıstığından elde edilmiştir. Şeker, katkı maddesi ve gluten içermeyen bu lezzetli...
599,9 TL
BENZER YAZILAR
-
Çiğ süt ne kadar güvenilir?
Endüstriyel sütlerin güvenli olup olmadığına yönelik farklı değerlendirmeler bulunuyor. Çiğ süt söz konusu olduğunda ise sağlık ve hijyen kaygıları söz konusu oluyor. Çiğ süt alırken nelere dikkat etmeli, hangi şartlarda çiğ süt tercih edilebilir, çiğ süt tercih etme nedenleri nelerdir?
-
Mindfulness ve mindful beslenme nedir?
Mindfulness, diğer adıyla bilinçli farkındalık, kökeni milattan önce 1500’lere dayanan bir doğu geleneği uygulamasıdır. Batı ülkelerinde psikoterapi alanında son 20 yıldır popülerdir.
-
Omega-3 nedir ve hangi besin maddelerinde bulunur?
Sağlıklı yaşam hakkında yapılan çalışmalarda Omega-3’ün önemi sürekli belirtiliyor. Birçok hastalığın önlemesi ve bunların tedavi sürecinde kullanılmasının yanı sıra, kolaylıkla bulabileceğimiz besinleri tüketerek vücudumuz için gerekli olan Omega-3’ü almamız mümkün. Peki Omega-3 nedir?
YORUMLAR