Soğuk günlerin sıcacık yemişi: Kestane
Soğuk kış günlerinin gelişinin habercisidir kestane. Damak tadımıza hitap ettiği kadar sahip olduğu birçok fayda ile evlerimize girer. Kestane, Kayıngiller familyasına ait Latince adı Castanea olan ağaçların meyvesidir. Oldukça uzun ömürlü olan ve boyları 35 metreye kadar uzanan kestane ağaçlarının meyveleri dikenli bir kapsül içinde oluşur ve sonbahar aylarında kapsüllerin açılmaya başlamasıyla toplanır. Kestanenin anavatanının Türkiye toprakları olduğu bilinmektedir. Kestane ülkemizde en çok Ege, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde yetiştirilmektedir ve ülkemiz, Avrupa’da en çok kestane üretimi yapan ülkelerin en başında gelmektedir.
Kestane; protein ve yağ bakımından düşük içeriğe sahip olmasına karşın tam bir nişasta, lif, vitamin, mineral ve su deposudur. Özellikle potasyum, kalsiyum, demir, magnezyum ve fosfor mineralleri ile B ve C vitaminleri açısından oldukça zengin bir gıdadır.
Kestanenin yüksek nişasta içeriği, lif oranı oldukça fazla olan kompleks karbonhidratlardan kaynaklanmaktadır ve bu kompleks nişasta sayesinde vücudun ihtiyacı olan yüksek enerji karşılanarak bedenin ve beynin zinde kalmasına yardımcı olur. Unutkanlığa karşı oldukça etkilidir.
Kestane içerdiği yüksek demir ve magnezyum sayesinde kansızlığa karşı etkili bir besindir. Kalsiyum ve fosfor sayesinde de kemiklerle kas-iskelet sistemin güçlenmesine ve diş çürümelerine karşı koruma sağlar. Ayrıca vitaminler sayesinde, bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı da koruma sağlar. Kestane, sindirim problemlerine karşı da etkili olan bir gıdadır. Midenin iç dengesini korur, ishali önler ve mideye tokluk hissi verir. Vücuttaki toksinleri uzaklaştırır ve bu nedenle iyi bir detoks gıdasıdır.
Bu faydalarına ek olarak; ateş düşürücü özelliği, stresten koruma sağlaması, hücrelerin yaşlanmasını geciktirmesi ve cilt sağlığını koruması nedeniyle günlük diyette sık sık yer verilmesi gereken bir gıdadır. Glisemik indeksi yüksek olduğunda az miktarlarda, kararında tüketmek gerektiğini de hatırlatmak isteriz.
İnsan sağlığı için oldukça yararlı olan kestaneyi birçok farklı şekilde pişirerek tüketmek mümkündür. En yaygın kestane tüketim şekli, kestanelerin iyice yıkandıktan sonra düz yüzeylerine birer çizik atılıp fırında, ocakta ya da şansınız varsa soba üzerinde pişirilip kestane kebap olarak tüketilmesidir. Oldukça lezzetli olan bu pişirme şeklinin tek zorluğu, kestaneler piştikten sonra kabuklarını soyma kısmı olmasına rağmen, eğer kestaneleri fırına vermeden önce bir saat soğuk suda bekletirseniz, piştikten sonra kolaylıkla soyabilirsiniz.
Kestane kebaba ek olarak kestaneleri haşlayarak da tüketebilirsiniz. Kestaneleri yıkayıp üzerlerini çizdikten sonra yaklaşık yarım saat kaynar suda haşladıktan sonra, rahatça kabuklarını soyup afiyetle tüketebilirsiniz. Bu şekilde haşlanmış kestaneleri ileride şekerlendirerek kestane şekeri hazırlayabilir, yaş pastalarda ve diğer tatlılarınızda da kullanabilirsiniz. Özellikle pirinç pilavına çok yakışan kestaneyi yine bu şekilde haşlayarak pilavlara ekleyerek tüketebilirsiniz.
Afiyetle ve sağlıkla kalın.
10.11.2017
İLGİLİ ÜRÜNLERİMİZ
-
Kuş Üzümü (150gr)
Datça Murat Çiftliği'nin tüm katkısız ürünleri Eskitadında.com'da. Kuş üzümümüzü kullanarak çok lezzetli dolmalar ve iç pilavlar yapabilirsiniz. Aşure...
135 TL -
Hardal (Katkısız, Sos Formunda, 100gr) - İyisi Organik
Hardal tohumu, zeytinyağı, sirke ve limon ile hazırladığımız ve etin yanına çok yakışan hardal sosumuz, keskin tadı,...
250 TL -
Organik Ispanak (500gr)
Tertemiz topraklarda yetişmiş ıspanakları mevsiminde ve taze taze evinize getiriyoruz....
55 TL
BENZER YAZILAR
-
Önce hastalıklardan korunun
Hava kapalı, günler kısalıyor, havalar gittikçe soğuyor. Ne canımız bir şeyler yapmak istiyor ne de bedenimiz buna izin veriyor. Her sabah hava daha aydınlanmadan kalkıyor ve işe gidiyoruz. Dönüşümüz ise yine hava kararırken olmaya başlıyor. Bu geçiş mevsiminde sık sık değişen hava şartlarına uyum sağlamak da zor oluyor. Başta soğuk algınlığı olmak üzere bronşit, grip, kuş gribi ve türlü türlü virüsler hasta etmek için kapıda bekliyor. Ancak alınacak birkaç tedbirle hastalıklara meydan okumak mümkün. Doç. Dr. Elif Arı Bakır, kış mevsimini hem ruhsal hem de bedensel olarak sağlıklı geçirmenin yollarını anlatıyor.
-
Hangi meyve, sebze hangi mevsimde yenir?
Doğal yollarla, zamanında yetişen sebze ve meyveler vitamin, mineral ve besin değeri bakımından oldukça zengindir, lezzetlidir. Bu nedenle doğal sebze ve meyveleri tercih etmeliyiz. Ancak bazılarımız hangi sebze ve meyvenin hangi aylarda yetiştiği konusunda yeteri kadar bilgiye sahip değiliz. Eskitadinda.com İçerik Ekibi olarak bu konuyu sizler için araştırdık.
-
Sağlık kaynaklarından kuruyemiş
Hem besin değeri açısından yüksek hem de tokluk hissi veren kuruyemişler öğünlerimizin tamamlayıcısı olarak vazgeçilmezdir. Ufacık görüntülerinin arkasında birçok çeşit vitamin ve mineral içermektedirler. Kuruyemişlerin kilo aldırdığını düşünerek birçok kişi onları tüketmekten kaçınmaktadır. Ancak genel kanının aksine kararında tüketilen kuruyemişin kilo vermede yardımcı olduğu birçok bilimsel çalışmayla ispatlanmıştır.
YORUMLAR